22 Kasım 2012 Perşembe

Kafam Olmuş Diferansiyel Denklemler

 Çok fazla değil de az da denilemeyecek bir süre diferansiyel denklemler vize sınavıma çalıştım. Sabaha kadar çalıştım, sabaha kadar diyince daha bir etkili oluyor gibi, akşam dokuzda uyandığım için akşama kadar çalışmam mümkün değildi o yüzden sabaha kadar çalıştım. Cümle cümle bir sonraki olayı anlatmam gerekirken geriye gidiyorum; akşam dokuzda uyanmadan önce rüya gördüm ama hatırlamıyorum, rüyayı görmeden önce uyudum, rüya görmenin ilk şartıdır herhalde uyumak, herhalde, emin değilim. Uyumadan önce yüzüklerin efendisi izliyordum yine, veri yapıları sınavına girip sorulara bakıp gevrek gevrek sırıtmayı mışıl mışıl uyumaya tercih edemedim. Neeyse.

 Çalıştım çalıştım ne oldu? Bir halt olmadı, ilk yedi haftanın konusuna gayet iyi çalıştım, sorun bir bernoulli denklemi çözüvereyim ama sormadı hoca. Tüm soruları mı sekizinci dokuzuncu haftadan sorması gerekliydi, bilmemkaç senedir üniversite okuyor olmama rağmen hala kuralları öğrenemedim mi yoksa, halt yiyen ben miyim, bilemedim. Çıktım sınavdan, bir sigara yaktım. Dolmuşa binmem gerekliydi, dolmuş kalkıp gidecekti, tam bitirmedim sigaramı, attım. Dolmuş çarşıya kadar giderse bir lira yirmi beş kuruş ücret alıyor, öğrenci. Çarşı mesafesinin yarısı kadar olmayan benim evime ise bir lira on beş kuruş, arada on kuruş oynuyor. Pek alışık olmasam da parayı uzatırken belirttim, bir lira on beş kuruşluk yolcu olduğumu, on kuruş para üstümü de arsız arsız bekledim. Ne arsızı yahu? Anormal bir şey değil ki bu.

 Manav marketin en sevimsiz sahibi ile burun burunaydım işte. Bu değil de büyük ihtimalle kardeşi olan bir abi var o iyi, hoşsohbet bir insan. Bir keresinde kendisiyle kula marka maden suyu muhabbeti yapmıştık. Bulamayınca sormuştum, yok mu kula diye, bir yarım saat askerlik anılarını dinlemiştim sonra. Sakarya'nın olağanca esafı askerliğini İzmir'de yapmış olmalı. Yok ama biliyorum Kula Manisa'ya bağlı, biliyorum. Domates. Domates alacaktım da. Ama onlar üç lira bak bunlar bir yetmiş beş... Daha pahalı olan domatesten aldım. Niye almayayım ki, sanki tonla alacağım, bir kiloda bir lira yirmi beş kuruş fark edecek, zaten dolmuşta on kuruşunu kurtardım. İki tane de biber üç tane de soğan alayım. Bir tane de beş litrelik su. Ha bir de kısa winston. Kutu mu? Kutu olsun. Bugün o kadar da sevimsiz değil bu adam. Hayret.

 Kompozisyon net. Eve gidilecek, menemen yapılacak, üstüne sigara içilecek. Sonra bir sigara daha, bir çay daha içilecek. Birkaç sigara süresinden sonra -aralardaki bekleme süreleri de dahil- bloga girilecek, sırf uzun süredir yazı yazılmıyor diye bir günlük yazısı yazılacak. Sonra uyunacak. Ne gıcık bir paragraf oldu bu böyle. Ecek acak. Kaçtım ben.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder