13 Aralık 2010 Pazartesi

Mesela

 Ben mesela. Uyurum mesela. Yüzüstü uyurum genelde. Yastığımı bacaklarım arasına sıkıştırıp yastıksız da uyurum bazen. Mesela. Horlamam mesela. Gerçi bilemem horlayıp horlayamadığımı da horlamam mesela. Mesela yani. Bir “Şaban esprisi” ile renklendirmek istedim ortamı. Eğleniyor muyuz gençler?

 Ben mesela. İçerim mesela. Hiç sarhoş olmam mesela. O da çok kötü birşey arkadaş. Sarhoş olmak için ufak çaplı bir serveti gözden çıkarmak demek. Sarhoş olurum mesela. Kusarım mesela. Halıya malıya.

 Okurum mesela. Dünyanın en kültürlü insanıyım ben. Entellektüel’im mesela. İki adet “l” ile yazdım mesela. Bak kro oldum birden.

 Çok yüce gönüllü ve eli açık bir insanım mesela. Herşeylerimi paylaşırım ben. Hiç de içim cız etmez mesela. Aldığım bisküviyi arkadaşım yerken. Pişkin pişkin “yiyebilir miyim” diye sorarken. Gülümseyerek cevap veririm mesela. “Tabii ki!” Mesela üç ay oldu bazamın altındaki memleketten getirdiğim fındıkları çıkarmadım meydana. Gizli gizli yiyorum. Çok eli açığım mesela.

 Dünya tatlısı bir insanımdır, feci de yakışıklıyımdır mesela. Kendimle de barışığımdır. Tek kaşlı olduğumu kabul eder, sağ ve sol kaşımı birleştiren kaşlara da zarar vermem; yolmam koparmam onları. Çiçek dalında güzel mesela. Kıl, vücutta güzel.

 Yazarım da misal. Ama öyle dandik şeyler yazmam ben. Henüz keşfedilmemiş bir cevherim mesela. Büyüyünce de Dostoyevski olacağım.

 Acaip güçlü kuvvetliyimdir. Tuttuğumu koparırım. Girişken ruhlu bir insanım. Bazen yol sormaktan çekinsem de mesela, mesela kendimden küçük çocuklardan dayak yemiş olsam da. Hızlı koşarım ama. Bu yüzden az dayak yedim şimdiye kadar. Usain Bolt’um mesela. Zenciyim mesela. Yok lan değilim.

 Zenci demişken. Mükemmel vuvuzela çaldığımdan bahsetmiş miydim? Üflemeli vurmalı çekmeli koparmalı silkmeli müzik aletlerini çalabilirim mesela. Hepsini.

 Uçarım da aslında. Pikaçuyum ben. En sevdiğim pokemon da Alakazam’dır. Psişik güçleri var boru mu?

 Mesela mahallemizin taso kralıydım küçükken. Bir keresinde bir çocuk taso oynarken “ütmüştü” beni. Dövmüştüm mesela. Ellerim kan olmuştu. Taso modası geçti meşe modası geldi, meşe kralı oldum mesela. Meşe diyince herkes anlamıyor, misket yani bilye yani.

 Aslında hırstan duvara yumruk atmıştım. Duvar da tırtıklı duvarlardandı.

 Kaybetmeye tahammülüm yoktur, bu yüzden de hep kazanırım. Mesela. Ya da şöyle söyleyelim: Kaybetmeye tahammülüm yoktur, genellikle de kaybederim. Bu yüzden de sinirliyimdir.

 Sinirliyimdir mesela. En birinci sinirli benim. Lise mezuniyetinde herkese bir lakap bulunurken ve mezunlar o lakaplarla sahneye çağıralacakken ben “Agresif Mert” diye çağırılmıştım mesela.

 Kendi içimde çok iyi biriyim mesela. Nükleere karşıyım, yeşilaycıyım, çiçekleri böcekleri çok severim. Böcekleri bazen öldürürüm ama. Affedin.

 Kansızım mesela. Sağlık problemleriyle pençeleşmeme rağmen hep en iyiyim mesela. Dişlerim çürük mesela. Ama çok düzgünler. Mesela.

 Mesela bu yazıda otuz sekiz kere “mesela” yazmışım. son ikisiyle beraber “Etti mi kırkhh!”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder