2 Haziran 2011 Perşembe

Hayırlı Yolculuklar

 Terminaldeydiler. Önceden kurulmuş bir hayali gerçekleştirmek üzere.
 O günden iki yıl kadar önceydi, okudukları şehirden memleketlerine dönmek üzere terminaldeyken kararlaştırmışlardı bunu. Sanki sen nereye gideceğine karar vermeden terminale gelirsin ya, bağırır çağırırlar ya simsarlar, Sivas'a, Ordu'ya, Adana'ya, bilmemnereye gönderelim seni diye... O gün demişti kendilerine isim bulmaya tenezzül etmediğim iki arkadaştan daha sıska olanı, "tamam lan, gelelim bir gün terminale, paramız da olsun cebimizde, ilk kim seslenir, nerenin ismini bağırırsa basalım gidelim oraya". "Tamam lan" dedi şişko olan da. İkisi de için için dua ediyordu, saçma sapan bir yer çıkmasın diye, ama sözleri sözdü, ilk söylenen yere gideceklerdi.
 Ufak birer sırt çantaları vardı, daha yeni birşeyler atıştırmışlar, üstüne çay içip sigaralarını tüttürmüşlerdi. Parası neyse verip çişlerini de yapmışlardı. Yolculuk için herşey hazırdı. Beraber son çılgınlıkları olacaktı belki de bu, geriye dönecekler büyük ihtimalle bambaşka şehirlere askere gideceklerdi. Askerden dönüp sıska veya şişko kadınlarla evleneceklerdi, sıkıcı ofis hayatına dalıp gömleklerini takım elbiselerini çekip sabah 8 akşam 4 çalışacaklar, eve gelip diğer mecburiyetleriyle ilgilecekler, ayda yılda birbirlerini hatırlayıp karşılıklı ikişer bira içip dağılacaklardı, e sabah sekizde işe gitmek gerek.
 -Hangisini tercih ederdin, uzun bir yolculuk mu kısa bir yolculuk mu, diye sordu şişko.
 -Bilmem, kısa olsun bence, gittiğimiz yeri de gezecek vaktimiz olsun.
 -Bence de. Ama kıvırmak yok, Diyarbakır çıksa gideceğiz.
 -Gideceğiz.

 Aradan yarım saat geçtiğinde bilmemkaç numaralı peronun önünde Çanakkale otobüsünü bekliyorlardı. Kısa bir yolculuk olacaktı. Tam da düşündükleri şeyin özüne uyan bir şehir çıkmıştı bahtlarına, ikisinin de aklından, 'gideriz, mekanlara girer çıkarız, içeriz sıçarız' geçmekte iken, şimdi şehitlikleri gezme planları yapıyorlardı. Düşündükleri şeyin özüne uygundu çünkü, plan yapmadan 'o piti piti' ile bir şehre gitmek gerekiyordu; bu gezinin planlardan azade olması gerekiyordu ama ister istemez kurmuşlardı kafalarında birşeyler. Şimdi ters köşeye yatmışlardı, istedikleri de buydu.

 Konforlu birer yolculuk diliyorum onlara, umarım önlerinde oturan insan koltuğunu burunlarına kadar dayamaz, servis güzeldir gittikleri firmada, hemen yanlarında iki güzel kadın vardır umarım, umarım kimse insanlıktan çıkıp kapalı alanda yapılmaması gereken şeyler yapmaz, umarım şarompole falan yuvarlanmazlar. Haydi hayırlı yolculuklar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder