6 Mayıs 2010 Perşembe

Eleştiri-İftira Ayrımı

 Sabaha kadar oturdum. Yüzüklerin Efendisi izledim. Çay may içtim. Uyumadım. Uyumayacaktım zaten, öyle planlamıştım.

 Saat 9 gibi kalktım ikametgah belgesi almaya gittim. Mahallemizin muhtarını kahvlatısından kaldırdım, yüreğim burkuldu, içim kan ağladı, eteklerim tutuştu, damlaya damlaya göl olur!

 Oradan doğru nüfus müdürlüğüne gittim. Nüfus cüzdanımı kaybetmiştim. Sırf nüfus cüzdanım olsa iyi. Komple cüzdanımı kaybettim. İçinde banka kartım da vardı öğrenci kimliğim de kent kartım da... Ki kent kartımı çok severdim ben, mandalina vardı üstünde. Herşeyi geçtim, ulan o cüzdan eski sevgilimden hediyeydi!

 Nüfus müdürlüğüne gitmiştim değil mi? Evet oradaydık. Saçma sapan bir sıra vardı. Çalışan tek eleman vardı. Sonradan seksi bir ablamız geldi, iki oldu çalışan eleman sayısı.s Seki abla bana şey dedi. "Git muhtarlıktan nüfus talep belgesi al gel, iki tane de foroğraf getir" dedi.

 Küfrettim. Çok küfrettim.

 İki gün önce boşuna mı gidip sormuştum ben "neler lazım" diye. Oradaki görevli kişi bana ikametgah al gel demişti. Bre deyyus, neden eksik bilgi verirsin? Hatta hatta yanlış bilgi verirsin. İkametgahı istemediler bile sonra. Elimde fazladan ikametgah belgem var. Ve elimde eksiğinden üç lira yok -bu ne yaman çelişki blog?

 Tekrar gittim muhtrarımıza. İstedim "nüfus talep zıkkımı"nı. "Annenle gel" dedi. Reşit olduğumu söyledim -tipten anlaşılmıyor malesef. "Yok illa annenle geleceksin" dedi, yok efendim neymiş, birisi benim adıma gelip nüfus talep zıkkımı isteyip sahte kimlik çıkartabilirmiş. Bizi korumak için yapıyormuş bunu kendisi.

 Anamı da alıp gittim.

 Aldım da sonunda nüfus talep zıkkımını. Muhtarın odasında/ofisinde/kulübesinde/barakasında Microsoft Word ile yazılıp, yazıcıdan çıkartılmış, uygun bir camcıda çerçeveletilmiş bir yazı dikkatimi çekti.

 Eleştiri:İnsanlığın gereğidir.
 İftira:İnsanlığın ayıbıdır!

 Altına da kendi adını yazmış muhtar amcam. Özlü bir söz bulup "anskym anonim demesinler buna" kaygısı taşımak.

 Gittim çıkarttım nüfusumu, yaklaşık atmış, yanlış duymadınız kırk değil, elli değil, elli beş değil, atmış liraya patladı. Devletim soyguncu olmuş be. Nüfus cüzdanını ve hatta cüzdanını kaybeden mağdur insan, bir de ceza ödüyor. Hey Töbe Mastam!

 İkametgah belgesini kullanmadım az önce de söylediğim

                                                             - - -

 Bir yıldan fazla oldu eve bu bilgisayarı alalı. DVD sürücüm bozuk. Gittim bugün aldığımız yere. Şikayetimi belirttim.

 -DVD sürücüsü bozuk. CD okuyor ama DVD okumuyor.
 -Nasıl olur? Olmaz öyle şey, yalnızca CD sürücü olmasın seninki?
 -Yok değil.
 -Tuhaf valla olmaz öyle şey ama.
 -Bana da tuhaf geliyor ama öyle yani. Siz bunun tamiratıyla ilgilenebilir misiniz? Yapıyor musunuz tamirat?
 -Yapıyoruz yapıyoruz, akşam ona kadar açığız biz getir sen kasayı bugün.
 -Kasayı? Neyse tamam. Bir de şey var. Çıkma bir DVD sürücüyü kaça bulabilirim ben?
 -Çıkma yok şu anda elimizde ama kullanılmamış var yetmiş liraya olur.
 -Yetmiş iyimiş olabilir.

 Konuşmanın bu kısmında annem devreye girer ve bilgisayarımıza format atıp atamayacaklarını sorar.

 -Format, format atarız abla.
 -Yok aslında gerekli değil, elinizde varsa windows cd'si ben atarım evde formatı.
 -Yok, şimdi windows cd'lerinin çoğaltılması yasal değil. Lisans falan olayı.

 Bak bak bak döte bak!

 -Peki biz kasayı buraya getirsek, siz burada format atsanız lisanslı windows mu kuracaksınız?

 Bu soruyu cevabı bilmediğimden sormadım. Maksat kıstırayım dötoğlanı! Tam o sırada içeriye birisi daha girdi. "Yok canım olur mu öyle şey, lisanslı değil tabi ki" dedi. "Ben de onu diyorum işte" gibisinden birşeyler fısıldadım. Bana cd veremez, yasal değil. Ancak kendisi yasal olmayan kaçak vindozu bana kurabilir. Çünkü "format attım parası" on lira kıstıracak. Ah ulan!

 Düzenleme: Fotoğraf ne alaka hiç bilmiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder