6 Mayıs 2010 Perşembe

Mayıs

 Mayıs oldu, altısı oldu hatta.

 Uzun zamandır yazı yazmıyorum. Aklıma yazacak şeyler geldi. Yazmadım. Neden yazmadım. Bir kaç kez yazma girişiminde bulundum; indirmekte olduğum dosya internetimi katlettiği için "Yeni Kayıt" dedim kaldım. Açılmadı işte bu sayfa. Onun dışında yazmamamın bir sebebi daha var. Hevesim kırıldı. Okuyan yok. Eee, neden yoruyorum kendimi, kağıt- kalem ikilisini klavyeden daha çok severim.

 Bir gün var ya bir gün. Pişman olacaksınız ulan! Beni okumayan insanlar. Latife ediyorum. Beni bilirsiniz "cenk itme sevüş, ben buna inanırım". "Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü" filminde geçen beni yaran bir cümledir tırnak içinde yazdığım.

 Bir Mayısta İstanbul'a Taksim'e gitmek isterdim. Eğer Sakarya'da okumaya devam ediyor olsaydım giderdim de garanti.

 İkisinde yine Sakarya'da olurdum.

 Üçünde de Sakarya'da olurdum. Yurtta otururdum.

 Hep otururdum.

 Burada ne yaptım peki? Evde oturdum. Evet, iyi ki gelmişim buraya. Yurtta oturacağıma evde oturuyorum. Daha ne isteyeyim.

 Dün hıdrellezdi. Ayrıca babamın doğum günüydü. Akşam uğradım yanına kendisinin. "Bugün doğum günün müydü senin?" dedim, "evet" dedi. "Kutlu olsun" dedim, "sağol" dedi. Sonra dedi ki: "Annem hıdrellezde doğdun derdi bana, beşidir altısıdır, öyle bir şeylerdir".

 Yedi mayısta yine yurtta otururdum.

 ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder