18 Ağustos 2010 Çarşamba

Basit İnsan Mert

 Kısa bir şey anlatacağım. İçinde dostluk, içinde kardeşlik, içinde dünyanın en temiz duyguları var. Külli yalan.

 Dündü. Evimiz kalabalıklaştı, oturduğumuz evin asıl sahibi teyzemiz teşrif etti, her fırsatta "bu ev sizin" dese de her geldiğinde "bu ev benim" mesajını vermeyi başarıyor bize. Ya da biz fazla alınganız. Bana bir kaç iş yükledi. Öğlenin sıcağında kasaba gidecekmişim, olur dedim. O ara arkadaşla buluşacaktım onu ektim, gittim kasaba aldım "bi kilo kıyma" eve hınçla ve hızla geri döndüm. Hatırlamıyorum şimdi, bir kaç tane daha sinir bozucu hadise yaşadım. Tekrar dışarıya çıktım.

 Burnumdan soluyorum, yolda yürürken kendi kendime -mırıldanaraktan- konuşuyorum, diyaloglar kuruyorum. Biliyorsunuzdur o olayı. "O şöyle dedi şimdi ben böyle cevap verdim. Hah koydum lafı..."

 Yanımdan bir pikap geçti. Kasasına domatesi yüklemişler seyyar satıyorlar. Şöförün yanında oturan amca; bıyıklı, gözlüklü, belli ki kısaboylu bir amca kafasını cammdan uzatmış bağırıyor. İyice tanıyasınız diye söylüyorum, hani kahvede oturan amca var ya, hani tavla oynayanların oynuna karışan amca, hani hani çok güzel küfreden amca... Oydu valla. İşte o amcanın "taze domatiiis" diye bağırması benim moralimi yerine getirdi aynen. Buamcalar da olmasa ne olacak benim halim.

 Ama tuhaf. Moralimin bozulması ya da düzelmesi çok kolay benim. En ufak şey yüzünden saatlerce surat asabilirim. En ufak şey sayesinde de saatlerce pişmiş kelle gibi sırıtabilirim. Belki de çok basit bir insanımdır he?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder