16 Nisan 2011 Cumartesi

Dilimizdeki Yabancı Sözcükler

 Geçtiğimiz hafta vize haftasıydı. Sınavlarımın tamamına yakını berbat geçti, sağlık olsun. Bu yazıma konu olacak şey ise en son girdiğim sınav. Türk Dili sınavı. Yirmi adet test sorusu vardı sınavda, ek-fiil falan filan. Test sorularının hepsi ön sayfadaydı, arka sayfayı çeviren herkes şok oldu. Bir de kompozisyon yazacakmışız üzerine... Gözetmen abimiz dalga da geçti, "istatistiki bir çalışma" dedi, "bakalım bilgisayar mühendisleri ne kadar kompozisyon yazabilirmiş eheh eheh" dedi. Kompozisyonumuzun konusu da, günlük hayatta en çok hangi dilden girmiş sözcükleri kullanıyormuştuk, bunun önüne geçmek için ne yapabilirmiştik? Ben de yazdım. Aynısını yazamam buraya ama bu konu hakkında daha önce de düşünmüştüm, düşündüklerimi de oraya yazdım, sınav kağıdıma yazdıklarımın hemen hemen aynılarını yazabilirim yani.

 İlk aklıma gelen İngilizce oldu. Ama yok. Sanırım Arapça ve Farsça'dan girmiş sözcükleri daha çok kullanıyorum. Çok normal tabii ki bu, yüzyıllarca beraber yaşamış olduğumuz toplumların dilleri. Karşılıklı etkileşim kaçınılmaz. 

 Bunun önüne nasıl geçebiliriz, bilmiyorum; bunun önüne geçebilir miyiz, onu da bilmiyorum. Aslında ben denedim, "müsait bir yerde" demedim de "uygun bir yerde inebilir miyim" dedim dolmuş şöförüne. İneceğim yerden biraz(!) ötede indim nitekim. Sağlık olsun, spor yapmış oldum.

 Ne zaman ki daha çok insan "müsait" sözcüğü yerine "uygun" sözcüğünü; hatta yeri gelmişken söyleyeyim, ne zaman "kelime" sözcüğü yerine "sözcük" sözcüğünü kullanır... kimbilir belki de önüne geçeriz.

 Dedim. İyi mi dedim bilmiyorum. Türk Dili dersine hiç girmedim bu sene. Belki de herif -hoca erkek miydi emin değilim- derste sürekli "kelime" diyordur, yok yere adama kiydirmiş olmuşumdur belki.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder