11 Nisan 2011 Pazartesi

Yuvarlanıp Gidiyoruz

 Yahu. Ne yapayım işte. Vizeler falan uğraşıyoruz. Bugün Olasılık ve İstatistik isimli dersin vizesine girdim, karaladım birşeyler çıktım. Yarın Algoritma ve Web Teknolojileri derslerinin vizeleri var. Algoritma-1'den kalmıştım ilk dönem, bu dönem de kalmam umarım.

 Şimdi işte çıkacağım dışarıya bi' sigara bi' ekmek alıp geleceğim. Cepte kaldı 20 lira. Para pul da yok anlayacağın. Para olmalıydı aslında şimdilerde. Ayın yedisinde 240 lira geçti elime. Aha bak bugün onbiri 20 lira kaldı diyorum. Nasıl oldu bu iş böyle? Bak. Zaten 75 lira içerideydim bu ay. Borç harç dağıttım önce bir. Sonrasını da süratle yedim. Yedim. Pek doğru olmuyor "yedim" lafı. Gerisini de süratla içtim. Şimdi oldu. Üç tane yeni roman aldım. Jack London-Demiyolu Serserileri, Ernest Hemingway-Silahalar Veda, Maksim Gorki-Benim Üniversitelerim. Bi' de geçenlerde okul kütüphanesinden Goriot Baba'yı almıştım, yeni aldığım kitaplarımı okuyamıyorum yani, belirli bir süre sonra, yani 15 gün içerisinde geri vermem gerekiyor Goriot'cuğumu. Onu okumaktayım o yüzden.

 Şu "Goriot" nasıl okunuyor? "Goryo" şeklinde mi? Sonundaki "t" harfini okumuyoruz sanırım. Fransızcam yok işte olsa sorun olmazdı. Ama Japonca'mı ilerlettim. Dattebayo!

 Ne diyordum. Şey. Para yok işte. Karı kız da yok anasını satayım. Güzel şeyler yok hayatımda. Rutin boktanlığıyla yaşıyorum hayatımı.

 Bak şimdi ders çalışmam lazım. Algoritma çalışmam lazım. Aşk Bitti çalıyor şimdi. Ezginin Günlüğü. Ayaklarım üşüyor şimdi. Burnum akıyor. Boğazlarım acıyor. Çivi çiviyi söker. Gidip sigara almam lazım şimdi. Gitmeden önce de ketıla tepeleme su doldurmam lazım. Makarna yaparım, ucuza doyurmam lazım karnımı.

 Demem o ki; yuvarlanıp gidiyoruz işte. Seni sormalı bilader sen ne yaptın?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder