1 Ekim 2011 Cumartesi

Tek Başına Halay


Günlüğüme bir şeyler yazıyordum. Ayak sesleri duydum, kalemi defterin arasına atıp apar topar kapattım defteri, bir kenara attım. Birileri odama girer de beni bir şeyler yazarken görür de “ne yazıyorsun len?” diye sorar da mırın kırın ederim de falan filan da ihtimallerinden direk olarak kurtulmak için. Geçen gün de Fırat odamdayken günlüğümü bulup açıp biraz kurcalayıp “bu ne birader günlük mü” diye sormuştu da “günlük işte ne okuyorsun” diye azarlamıştım çocuğu. Azarlamak yetmez, küfür de etmiştim ama çok normal bir küfürdü. Ana bacı yapmadım.
                Bir sigara yaktım. Bir yerlerden duymuştum, “ilk iki nefesi çekmeyeceksin çakmak gazını da çekmiş oluyorsun çok zararlıymış kankaa”  şeklinde duymuştum ilk iki nefesi pöflemem gerektiğini. İlk iki nefesi pöfledim. Üçüncüsünü çektim. Öksürdüm.
                Sabahki dersime gitmedim, uyandım aslında ama uyanmamış taklidi yaptım. Uyku çok tatlı. Ve bak şimdi. Boş muhabbetin daniskasını yapmaktayım. Uyku tatlı be bilader diyorum.  Yapma ya? Tatlı tabi.
                Boş kağıtla boş muhabbet etmek güzel. Boş piksellerle boş muhabbet etmek. Güzel mi bilemedim şimdi.
                Yaşıyorum. Yaşamanın tanımına göre değişir bu, yaşamak işini, eylemini yapıyor olup olmadığım değişir. Ama uzun hikaye.
                Sigarayı azalttım diye övünüyorum. Bir günlük bir durummuş o sadece. O da; sadece onüç tane içtim diye halay çekmediğim kaldı. Bana katılacak birilerini bulsaydım halay da çekebilirdim, tek başına halay çekmek çok zevkli çok neşeli bir şey değildir zira. Ve hatta gülünç bir durumdur. Bir Demet Tiyatro’nun Mükremin –ya da Mükrebin- karakteri bir bölümde, sarhoş şekilde eve gelip babasından azar işittiği bir bölümde, çorabını çıkartıp babasının eline vererek “tey tey tey” nidaları eşliğinde tek başına halay çekiyordu. Çok gülmüştüm. Gülünç çünkü.
                Ve aslında halay çekmekten hoşlanmam. Kötü anılarım var halay mevzusuyla ilgili. Birinci sınıftayken ben, sene sonu müsameremizde halay çekmem gerekiyordu. İki adım git bir adım salla olayını çözememiş becerememiştim halay çekmeyi. Öğretmenim de beni zeki sanırdı. Gözünden düşmüşümdür o anda belki de. Sahne işlerini beceremeyeceğim o zamandan belliymiş. Öğretmenimin gözünden halay mevzusuna rağmen düşmemiş olmalıyım ki müsamerenin sunucusu bendim. Şimdi kesinlikle kendisine o şekilde hitap etmesem de söz konusu yıllarda o şekilde hitap etmem tuhaf karşılanmazdı, tüm müsamereyi pipimle oynayarak sunmuşum. Gülünç.
                İçinde “pipi” sözcüğü geçen bir yazı yazdığım için 6 aydan 3 yıla kadar hapsim istenir mi acaba? Yok yok. Yok. Olmaz herhalde öyle bir şey. Memlekette hak var hukuk var çünkü. 

1 yorum:

  1. Eskiden ben de günlük tutardım. Yani blog olarak değil baya bildiğin günlük tutardım böyle kalemli kağıtlı. Genelde kızların yaptığı bu faaliyeti bir erkek olarak yapıyor olmam kızların gözünde bir karizma sahibi olmama neden oluyor muydu bilmiyorum. Zira kızların hiçbirine söylememiştim günlük tuttuğumu. Sonra bıraktım günlük tutmayı. Gerçi bir iki sene öncesine kadar kendimce önemli günleri yine yazardım günlüğüme. Uzun zamandır hiç yazmadım. Hatta tam olarak nerede duruyor o günlük onu da bilmiyorum. Bir gün birilerinin eline geçerse fena madara olabilirim.

    Geçenlerde ben de sigarayı azalttım sandım. Ama öyle denk gelmiş o gün sadece. Sanırım fazla motor kullandığım için öyle olmuştum. Malum kafada kask varken sigara içilemiyor pek. :) Gerçi tam koruma kaskla sigara içmeyi denemedim değil. Ama aklıma Cem Yılmaz ve Türk astronotlar hikayesi gelince anında vaz geçtim bu eylemden.

    Az önce telefonda konuştuğum birinin yazısına yorum yapmak ilginç bir durummuş. Sınav sonuçlarımın açıklandığını telefonda konuştuğum kişiden öğrenmek de ilginç bir durumdu gerçi. Lan bilader ben mezun olmuşum lan! Mezun olduğumun haberini de senden almak varmış bu hayatta. :) Neyse kendine iyi bak. Derslerine çalış, sigarayı azalt, tek başına halay çekme bu hayatta, çekeceksen topluca çek ve halay başı sen ol! Bir abi olarak sana mesajımı da vermiş oldum. Haydi eyvalllah...

    YanıtlaSil