26 Mayıs 2010 Çarşamba

Bayrak

 Ben uçurtma derdim. Onlar bayrak derlerdi.

 Köye giderdik, sonbahar ya da ilkbahar. Uçurtma mevsimi... "Hadi Mert sen de gel bayrak uçurcaz" derdiler bana. "Ni bayrağı ya uçurtma o" derdim. Gidip "bayrak" uçururduk.

 En küçükleri şimdi Bursa'da kuaför olarak askerlik yapıyor. Her zaman kızlarla ve "karılarla" olan yarı yalan yarı doğru hikayelerini anlatır bana. "Halaoğlu" diye seslenir bana. Ne hikmetse köydeki lakabı "doktor" idi. Ne halt yedi de bu lakabı kazandı hiç bir zaman öğrenemedim.

 Bir büyükleri askerliğini komando olarak yaptı. Ailemizin en muzip en uçarı adamlarından biri olan Hüseyin Abi; askerden durgun, düşünceli, sessiz bir adam olarak döndü. Tabi bu hale geçmesinde, henüz bir yıl önce annesini (yengemizi) kaybetmesinin de etkisi büyük. İçlerinden anneye en bağlı olan oydu. Oymuş. Bana öyle söylediler. Bana "mühendis bey" diye seslenir.

 "Bayrak Master" dır kendisi. Çocukluğumuzda yaptığı uçurtmaların kenarlarına jilet takıp diğer uçurtmaların iplerini kesip, depar atıp tee öteki köyden uçurtmayı kapardı.

 Bir büyükleri çok uzun boylu bir arkadaştır. Bana bir keresinde bir uçurtma yapmıştı. Eve götürmüştüm. Otobüstü tuhaf tuhaf bakmışlardı bana. O uçurtmayı, onların deyişiyle bayrağı, uçurmak hiç nasip olmadı. Kayboldu gitti. Bana "işe yaramaz" der. Sokakta falan karşılaştığımızda "naber lan işeyaramaz" şeklinde selam verir. Küfürleşir, şakalaşırız. Askerliğini Kıbrıs'ta yaptı. Kıbrıs'tan buraya koli koli içki getirdi. İsmini bile ilk kez duyduğum içkiler... Severim kendisini.

 En büyükleri, geçen sene evlenen kızımız. "İşe yaramaz"ım ben hakketten. Tembelliği çok seviyorum. Bir işin ucundan tutmam, ailenin "işeyaramazı" benimdir. Geçen sene, bu paragrafı kendisine ayırdığım kızımız evleneceği zaman, düğününe gitmeyecektim. "Ne işim var benim köyde yeaa, o da benim düğünüme gelmez ödeşiriz" demiştim. Annem zar zor ikna etti beni. Çeşit çeşit, her biri birbirinden muhteşem el çırpma figürlerimle düğüne renk kattım. O da bana "Mert" der.

 Hepsi uçurtmaya "bayrak" der. Tuhaf şey.


Düzenleme: Kargıdan ve beyaz şeffaf naylondan yapılmış sıradan bir uçurtma resmi bulmaya çalıştım, bulamadım. Bizim "bayraklarımız" öyleydi.

1 yorum:

  1. Köyde dayıoğullarıyla çok uçurtma uçurdum ben de. Ve evet ilginçtir istisnasız herkes bayrak derdi bizim uçurtma dedğimiz şeye. Sadece dayıoğulları değil köydeki bütün çocuklar bayrak derlerdi. Ben de düzeltmeye çalışır, "ya bayrak değil o uçurtma" derdim ama beni ipleyen pek olmazdı. :) Hey gidi günler...

    YanıtlaSil