19 Eylül 2010 Pazar

Serbest Çağrışım-8

*Bu sefer amacım bir serbest çağrışım yazısı yazmak değil aslında. Amacım günlük yazısı tadında birşey yazmak. Ancak o kadar çok koldan gireceğim ki konuya, yani öyle öngörüyorum. Belli olmaz belki de bir konu beller yardırırım oradan. Göreceğiz.
*Hani çocuklar şey yapar ya. Yeni bir oyuncak alır babası da, gidip o oyuncağı mahalledeki arkadaşlarına gösterir hava atar. Ben onu yapacağım şimdi. Dizüstü bilgisayar aldı babam bana, malum okul için gerekli; yeni oyuncağım o benim.
*Bir de tabi ki yarasıyla hava atan çocuk vardır. Söz, bir gün yere düşer dizimi kanatırsam yazacağım buraya, söz!
*Yarın konserim var.
*On altı şarkı var toplamda. Ben ikisini çalamıyorum. Yarın sesi kısıp çalıyor gibi yapacağım. Umarım konserimize geleceklerden birisi benim blogumdan haberdar değildir de ellerimle kendimi rezil etmiyorumdur.


*İşte bu da dozi'yle konuşurken aldığım bir screenshot.
*Herkes bana "ne zaman gidiyorsun" diye soruyor. Ya 21 ya 22sinde diyorum. Gerçi artık kararımı verdim 21'inde gideceğim.
*Şaka maka gidiyorum. Geçen seneki gibi heyecanlı değilim bu sefer gideceğim için. İstekliyim biraz. Ama herkese gerektiğinden az zaman ayırmışım gibi geliyor bana.
*Sürekli arkadaşlarımla görüşüyorum ki yeterli gelmiyor yine de, yine de az zaman geçiriyorum gibi geliyor bana; ailemle hiç görüşmüyorum.
*Bir gece diyorum annem kardeşim ben otursak evde, açsak bi' film izlesek... Hangi gece? Bu gece öldü. Yarın gece konser var. Sonraki gece son gecem. Kiminle geçireceğim o geceyi? Abime de gitmem lazım. Hatta babama da.
*Her zaman şu acındırmayı yapar babam bana ve kardeşime: Tabi işinizi gördünüz benimle, aldırdınız ne aldıracaksanız gidin şimdi!
*Ben genelde hedef olmam bu suçlamaya. Ama şimdi kalksa dese, "aldırdın ya bilgisayarı uğramazsın yanıma" diye. Bir halt diyemem. Ulan.
*Bir gün daha mı geç gitsem? Zaten okullar açıldığında gidiyorum. Ha iki gün geç ha üç gün geç. Dur bakalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder