3 Nisan 2011 Pazar

Bir sonraki yazıma başlık bulurum buna bulamadım tamam mı?

 Blogger'a erişim engellenmişti. DNS değiştirip bloguma girer yazabilirdim birşeyler, yapmadım. Erişim engelli olmasaydı da yazmayacaktım bu arada büyük ihtimalle.

 Oradan buradan karman çorman bir yazı olabilir bu. Belki de bir konu bellerim bir ara, oradan akar gider. Birlikte izliyoruz...

 "Mutsuz olmayı özlüyorum bazen" dedim, çook güldü. Zoruma gitti biraz, saçma geleceğini biliyordum da benim ciddi ciddi söylediğim bir şeye gtüyle gülmesi birazcık koymuştu. Mutlu değilken sırıtıp durmak, aylarca belki kafam bomboş gezip tozmak bana göre değil. Ben hayatı uçlarda yaşamayı severim uuuğ beybi de demiyorum. Çok kro olur zira. Ama ne mutlu ne mutsuz olmaktansa adamakıllı mutsuz olmayı, üzgün olmayı istiyorum bazen. Evet şimdi gayeme ulaştım. Adamakıllı mutsuzum.

 Tarih tekerrürden ibarettir! Olur mu azizim öyle şey.

 Sokayım tarihe, "sıkma tatlı canını ..." diye bir atasözümüz var. Ama o muhabbet de çok abes olur şimdi.

 "Sakla samanı gelir zamanı" atasözü ile ilgili bir "kompozisyon" mu yazsam ki? Belki Türkçe'm beş gelir. Ya hani mesela "bu ne muğa koyim" diyip de kenara fırlatırsın ya birşeyini, sonra lazım olur bulamazsın. Gibi birşey. Ya da çorabın teki vardır teki yoktur. Zaten teki yok anasını satayım dersin sallarsın bi' yerlere, sonra diğer tekini bulursun. Böyle yani.

 Babamdan bir özlü sözle bitireyim aylar sonra yazdığım ilk yazımı. "İnsanlar yavşaktır oğlum."

1 yorum:

  1. İnsanlar yavşaktır bilader ve bizim gibiler de yavşakları mıknatıs gibi üzerine çeker. Takma kafana hiçbir şey, aç Nothing Else Matters'ı son ses dinle. Ben çok bunalınca öyle yapıyorum. :)) Bir ara seninle etraflıca konuşuruz..

    YanıtlaSil